Kraniosinostoz, kafatasında bulunan kemiklerin çok erken birleşmesinden kaynaklanan, doğumda görülen kafa şekil bozukluklarındandır. Şekil bozukluğuna ek olarak bebeğin hem zihinsel gelişimini engeller hem de fonksiyon kayıplarına sebep olur. Bu kafa şekil bozukluğu kraniosinostoz ameliyatı ile erken dönemde tedavi edilebilir.
Anne karnında müdahale edilebilen bir durum değildir. Ancak doğum sonrasında cerrahi operasyonlarla gerçekleştirilebilir. Böylece, iyileşme sağlanabilir. Bebek erken tedavi ile kafa şekil bozukluğunun etkilerini minimal oranda yaşayarak iyileşme sürecine geçebilir.Bebeklerde kafatası beş kemikten oluşur. Bu kemiklerin bir veya birden fazlasının birleşim noktaları normalden erken kapandığında kraniosinostoz meydana gelir. Sütür adı verilen ve birbirinden ayrı olan eklemler vasıtasıyla bağlanan kafatası kemikleri kraniosinostoz sebebiyle kapanır. Bu kapanma bebeğin beyin gelişiminin önüne geçer. Ayrıca, kraniosinostoz bazı hallerde kafa içerisindeki basıncın artmasına da sebep olabilir.
Genellikle kraniosinostoza sebep olan faktörler belli değildir. Yine de bazı risk faktörleri bulunur. Bu rahatsızlığı yaşayan bazı hastalarda sebep genetik anomalilerdir. Bazılarında ise çevresel faktörlerin etkisi saptanır. Hamilelik esnasında kullanılan ilaçlar, annenin beslenme alışkanlıkları, maternal tiroid rahatsızlığı ya da bütün bu faktörlerin bir arada bulunması kraniosinostoza sebep olabilir. Ek olarak, D vitamini eksikliği ve bıngıldağın erken kapanması da kraniosinostoza sebebiyet verebilir.Sağlıklı bir bebekte bıngıldak 12 ile 18. aylar arasında kapanır. Bu süre bazı bebeklerde 24. aya kadar uzayabilir. Nadiren de olsa bazı bebeklerde ön bıngıldak ve arka bıngıldak birlikte görülür. Bu bıngıldağın en geç üçüncü ayın sonunda kapanması gereklidir.
Peki, bıngıldağın kapanma zamanı neden önemlidir? Bıngıldağın erken kapanması bebekte çeşitli sağlık problemleri meydana getirebilir. Bebeklerde erken kapanan bıngıldak beyin gelişimini engeller. Ayrıca, fonksiyon kayıplarına sebep olan kraniosinostoz oluşturur.
Kraniosinostozla birlikte kafa içi basıncı artar, temel duyularda özellikle görme ve işitmede problemler oluşmasına neden olur. Zihinsel sorunlar oluşturan bu problem, kraniosinostoz ameliyatı yapılarak aşılabilir. Tedavinin gerçekleşmesi kadar güvenli ve özenli bir ortamda gerçekleşmesi de önemlidir.Kraniosinostoz belirtili genellikle doğumdan sonra ortaya çıkar. Sütürün tam kapanmaması halinde çok geç fark edilebilir. Ek olarak çoğu vaka doğum sonrasında belli olur. Birkaç ay içerisinde gözle görülür hale gelir. Sütürlerin kapandığı bölümler ve kaç sütürün kapandığı gibi noktalar bebekten bebeğe değişiklik gösterebilir. Bir sütürün kapandığı hallerde diğer yanda beyin gelişimi devam edebilir. Ancak bu durumda kafatası anomalileri meydana gelebilir. Kraniosinostozun türlerine göre yalnızca kafatası değil, göz, kulak ve burunda da şekil bozukluğu görülebilir. Kraniosinostoz ameliyatıyla gözlemlenen şekil bozuklukları normal formuna getirilebilir. Peki, kraniosinostozun türleri nelerdir?Kraniosinostoz, sütürlerin kapandığı noktalara bağlı olarak çeşitlenir. Kraniosinostozun saginal sinostoz, metopik sinostoz, koronal sinostoz ve lambdoid sinostoz olmak üzere dört türü bulunur. Türler arasında görülme sıklığı en fazla olan saginal sinostoz, skafosefaliye sebep olur.
Skafosefali, kafanın önden arkaya doğru uzayan bir görünüm sergilemesidir. Alın çıkıktır ve yan kafa kemikleri de çıkıntılarla uyum sağlar şekildedir. Ön ve arka kafatası kemikleri keskin bir görüntü oluşturur. Kafatasının orta kısmında bir çukur mevcuttur.
Triganosefali ve üçgen kafa olarak da isimlendirilen metopik sinostoz, kafa yüksekliğinin normalden fazla olma durumudur. Bu rahatsızlığı yaşayan bebeklerin gözlerinin arasındaki mesafe azdır. Kafa ve alın sivri bir görünüş sergiler. Koronal sütürün erken kapanması koronal sinostoz oluşturur. Bu tür tek ya da çift taraflı olabilir.
Tek taraflı koronal sinostoz, kafanın etkilenen kısmına doğru göz ve kaş yapısının kaymasına sebep olur. Etkilenen yanda duran göz ve kaş belirgin bir şekilde daha yüksekte bulunur. Bu duruma ek olarak burun ve kulakta da kaymalar görülebilir.
Brakisefali olarak da isimlendirilen çift taraflı koronal sinostozda kafa kenarlardan geniştir ve alın çıkıntılıdır. Kafanın yüksekliği artar ve gözler birbirinden uzaklaşır. En nadir görülen kraniosinostoz çeşidi, lambdoid sinostozdur. Bu türde kafatası asimetrisi bulunur. Ön ve arkadan gözle görülebilir bir fark yaratan bu türde kafatası sağa ya da sola eğik haldedir. Kafatasının etkilenen kısmında düzleşme görülür. Kraniosinostoz ameliyatıyla birlikte bebekte gelişen kraniosinostoz türüne uygun yaklaşım sergilenir. Bebek sağlığına ve doğal estetik görünümüne kavuşur.Kraniosinostoz, 3D beyin tomografisi, kafa grafisi gibi görüntüleme yöntemleri kullanılarak teşhis edilir. Doğumdan sonra tedavi edilen kraniosinostozun tedavisi altında yatan sebepler incelendikten ve türü belirlendikten sonra gerçekleştirilir. Kemiklerin kaynamadığı ya da hafif semptomlar yaşayan vakalarda sütürler kapanmışsa çoğunlukla kask yöntemi kullanılır.
Yaşın ilerlemesi ile birlikte kafatası üzerindeki deri saçlanır. Saç oluşumu arttıkça şekil bozukluğu belirgin bir şekilde görünmeye başlar. Çeşitli sağlık problemleri ile fark edilir boyutta şekil bozukluklarına yol açan ve kemiklerin tamamen kaynadığı vakalarda sütürlerin açılması için cerrahi müdahale gereklidir. Kraniosinostoz ameliyatına karar verme aşamasında bebeğin yaşı, baş çevresi ölçüsü, gözlerinde sorun olup olmadığı, kozmetik problemlerin derecesi ve bebeğin genel sağlık durumu incelenir. Tüm bu faktörler değerlendirildikten sonra bebeğe uygun kraniosinostoz ameliyatı gerçekleştirilir.Çoğunlukla bebeğin ilk yaşını doldurmadan gerçekleştirilen kraniosinostoz ameliyatı açık ya da kapalı yapılabilir. Kraniosinostoz ameliyatıyla yalnızca şekil bozuklukları düzeltilmez aynı zamanda bazı vakalarda ciddi problemlere yol açabilen kafa içi basıncı da düşürülür. Bu sayede beyin gelişiminin seyri normale döner.
Cerrahi müdahale ile bebeğin zihinsel problemler yaşaması önlenir. Kraniosinostoz ameliyatı ile sütürler ve kafatası kemiklerinin arası açılır. İşlem sonrasında bebekler bir gün müşahede altında kalmalıdır. Süreci takip edilen bebeklerde herhangi bir problemle karşılaşılmaması halinde taburcu olma işlemleri yapılabilir.
Bazı hastalarda ameliyat sonrasında önceden şekillendirilmiş kasklar kullanılır. Kask, kafatasının öne ve arkaya değil, yanlara doğru gelişim sağlamasına imkan tanır. Her cerrahi operasyonda bulunduğu gibi kraniostoz ameliyatında da bazı riskler bulunur. Bilhassa gelişim sürecinin başında olan bebeklerde gerçekleştirilen operasyonlarda risk daha fazladır.
Ameliyatın en önemli riskleri uzun anestezi süresi ve kan kaybına bağlı olarak gelişebilecek problemlerdir. Ameliyat sonrasında yara bölgesinde dikişlerde açılma ya da enfeksiyon, bazı vakalarda meydana gelen sorunlar arasındadır. Ameliyatın kafatası üstünde yapılması, beyin fonksiyonlarının zarar görmesini önler. Bütün risklere karşın uzman doktorların gerçekleştirdiği operasyonlar sayesinde hayati etki yaratan komplikasyonların görülme oranı oldukça düşüktür.
Peki, ameliyat ne zaman yapılmalıdır? Bebek yeni doğduğunda yapılan ameliyatlar ilerleyen süreçlerde yeniden cerrahi operasyon desteğine ihtiyaç duyulmasına sebep olabilir. İlerleyen yaşlarda cerrahi operasyonlardan sağlanacak kazanımlar azabilir. Bu sebeplerden dolayı ameliyat 4- 12 ay arasında yapılmalıdır. Erken teşhisle birlikte kafa şekil bozuklukları tedavi imkanı bulur. Şekil bozukluklarından kaynaklanan olumsuz etkilerini ameliyatla birlikte minimalize edebilirsiniz.
Sağlığınızı ve güvenliğinizi önemseyen Milano Klinik kalitesiyle doğru ve iyi vücut estetiği ve diğer estetik operasyonları yaptırabilirsiniz.
Önceki yazımıza https://www.milanoklinik.com/plastik-cerrahi-icin-en-iyi-mevsim-hangisi/ linkinden ulaşabilirsiniz.